DUYAR ”Paranın Değerini, Üretim Gücü Belirliyor”

Ekonomi - Ocak 15, 2021 9:56 pm

Geçmiş dönemlerde Kocaeli  BBP İl başkanlığı yapmış olan ,son dönemlerde ülkemizi ve Dünya’yı ilgilendiren güncel ekonomi makaleleri yazan Serhat DUYAR; ‘

ankara escort
ankara escort
çankaya escort
eryaman escort
etlik escort
ankara ucuz escort
balgat escort
beşevler escort
çankaya escort
cebeci escort
çukurambar escort
demetevler escort
dikmen escort
eryaman escort
esat escort
etimesgut escort
etlik escort
gaziosmanpaşa escort
keçiören escort
kızılay escort
maltepe escort
mamak escort
otele gelen escort
rus escort
sincan escort
tunalı escort
türbanlı escort
ulus escort
yenimahalle escort

“Paranın değerini ne belirler? Paranın değerini; o parayı çıkaran ülkenin, üretim gücü belirler.

Yüz tane yumurta üretiliyor, yüz tane para basıyorsunuz. Yumurta kaç para olur? Bir yumurta, bir lira olur.

Yumurta üretimini arttırabilmen için; tavuklara, yani üreticilere iyi bakman lazım.

Horozların moralini yani; yatırımcıların moralini, sağlam tutman lazım.

O zaman yumurta üretimi yüzden, iki yüze çıkar ve bir yumurtanın fiyatı elli kuruşa düşer.

Yoo siz tavuklara iyi bakmıyorsanız; yatırımcının moralini düşürüyorsanız, yumurta üretimi yüzden, elliye düşürürseniz. Yumurta, iki lira olur.

Demek ki; ne belirliyor paranın değerini, üretim gücü belirliyor.

Ekonomin iki yanı vardır; biri üretim yanı, diğeri parasal yanı. Parasal yanı, soyuttur. Üretim yanı, somuttur.

Matbaadan yumurta basamazsın, ama matbaadan para basarsınız. Ve her yerde parayı basarsan, mesela yüz yumurtaya karşılık yüz lira basarsan bir yumurta bir liradır.

Parasal ekonomi; üçkâğıt ekonomisidir. Üçkâğıt ekonomisi döviz, faiz, borsa olarak karşımıza çıkar.

Ama bu döviz, faiz, borsa olayı ile ekonominin üretim yanı örtüşmediği zaman üçkâğıtçılığa başlarsın.

Demek ki paranın değerini; üretim gücü belirler. Paranın değerini belirleyen unsuru biz unuttuk.”

Prof. Dr. Osman Altuğ ne kadar yalın bir dille anlatıyor. Serbest Pazar ekonomisi, Üçkâğıt ekonomisi ve kayıt dışı ekonomi ile ilgili söyleşileri kendi üslubu ile değerlendiriyor.

Merhum Prof. Dr. Necmettin Erbakan’ın 1996 yılında Başbakan olduğu Refahyol Hükümetinde, Sayın Erbakan’ın daveti ile Osman Altuğ Başbakan Başdanışmanı olarak görev yapmıştı.

Altuğ; Refahyol Hükümetinin ve Başbakan Sayın Erbakan’ın başarılı olduğu “havuz sistemi” olarak bilinen sistemin mimarlarından.

Gider kalemlerini ve faiz giderlerini aşağıya çekerek denk bütçe hedefi de bu ekip ile başarılmıştı.

Faiz giderlerinden elde edilen tasarruf ile memur ve işçiye yüzde yüzlük zam verilmişti.

İşci ve Memur son yılların en fazla zam oranlarını ve aldıkları para ile satın alma gücünü 1996 yılında ömrü kısa olan Refahyol Hükümeti ve Başbakan Sayın Erbakan’ın döneminde almıştı.

Aşırı İyimserlik Balonu

“ Ekonomide balon terimi bir sektörde fiyatların gerçek bir neden yokken aşırı yükselmesini ifade eder.

Yatırımcılar yükselen fiyatların peşinden takılıp bu sektöre gereksiz yatırım yaparlar. Genelde piyasalara suni bir biçimde dışarıdan fazladan ucuz para verilmesi balonları şişiren nedendir.

İnsanlar ellerine kolay yoldan para geçince bunu yatıracak bir yer arar. Fiyatları sürekli yükselen varlıklarda en çekici yatırım aracı haline gelir.

Yükseliş suni olduğu için güven kaybına neden olan bir kıvılcım, aniden bir satış dalgası başlatır ve balon patlar.

Fiyatlar yükseliyor diye paralarını o sektöre para akıtanların birikimleri de yok olur.

Daha önce internet balonunu ve onun ardından da emlak balonunu şişirenler şimdi de tüm balonların balonunu oluşturuyorlar. Buna ‘kurtarma’ balonu deniyor ve bu defa tüm dünya bu işin içinde.

Sistemin çalışmaya devam etmesi için ona ucuz para pompalamaya devam ediyorlar.

‘Bu kurtarma balonu da patlayacak ve yeni bir kriz olacak’ dediğimizde insanlar inanmıyorlar.

Çünkü baktıklarında dünya borsalarının yüzde 50-60 arttığını görüyorlar ve inanmak istemiyorlar.

Onlar da masanın başına oturmak, oyuna katılmak ve Wall Street’tekilerin oynadığı kumardan paylarını almak istiyorlar.

Yani insanlar en kötüsünün henüz gelmediğine hala inanmak istemiyorlar.”

Bu sözler; geçmiş dönemlerde yaşanmış krizleri tahmin eden Gerald Celente’in Overdose Belgesel Filminde ki söylemleri.

Global piyasalarda bütün dünyanın gözünün içine baka baka dönen dolapları anlatıyor, Gerald Celente.

Karşılıksız para basılıyor, genişleme para politikası, kurtarma paketleri bahanesiyle parasal genişlemeye yol açıyor.

Peşinden faizlerin yükselmesi, enflasyon. Belki de yarınlarda hiper enflasyon ile karşılaşacağız.

Karşılıksız para üreterek, karşılıksız para basarak; dünya ekonomisine ciddi anlamda zarar veriyorlar.
Sıcak Para

Sıcak Para; uluslararası kısa vadeli finans sermayesidir. Küresel sıcak para gittiği ülkede ekonomiyi de beraberinde büyütüyor.

Sermaye sahipleri gittikleri ülkelerde fabrika kurmak yerine, gittikleri ülkenin borçlanma senetlerini alarak veya borsasından hisse senedi alarak sermayelerini değerlendiriyorlar.

Riskli olduğunu gördüklerinde veya yeterince kar elde ettiklerinde hisse senetlerini yada faiz kazandıkları borçlanma senetlerini satarak ülkeyi terk ediyorlar.

Sıcak para gittiği ülkenin ekonomisini arttırdığı gibi, çıkarken de sinsice ani hareket ile krizlere yol açabiliyor.

Dünyada bir yılda üretilen mal ve hizmet bedelinin 10 katı kadar küresel sıcak para olduğu tahmin edilmekte.

Küresel sıcak para gittiği ülkede ekonomiyi büyüttüğü gibi ,sıcak paranın çıkışında da; Döviz fiyatlarındaki ani artış, işsizlik ve enflasyonlara yol açabiliyor.

Genelde bunun adına “ekonomik kriz” diyorlar.

Sonuç Olarak;

1-Üretime dayanmayan para basılıyor sonra daha fazla para basılıyor ve enflasyon meydana geliyor. Bir sonraki adımı ise, hiper enflasyon.

2- Enflasyon arttıkça, faizlerde artıyor. Hiper enflasyon ile karşılaşırsak önü alınamayan faiz artışları ile karşılaşabiliriz.

3- Resesyon ve staflasyon kelimelerini bundan sonra daha fazla duyabiliriz.

4- Dünyanın tamamında İşsizlik oranlarında artışı hatırı sayılır oranlarda arttığına şahitlik edebiliriz.

5- Para basmak, parasal genişleme artık sorunları çözmüyor. Var olan sorunları büyütüyor.

6- 2007 yılının Ekim ayında Dow Jones 14200 puan iken, 2008 yılının Eylül ayında yaşanan ekonomik krizden sonra ciddi değer kaybetmişti. 2009 Yılının mart ayında Dow Jones 6400 puanlara düşmüştü. Tarih tekerrür eder mi?

7- 1929 da Amerikan borsasının ani düşüşü kredilerin geri ödenememesini meydana getirmişti. Firma ve banka iflasları sonucunda deflasyon yaşanmıştı. ( Hatırlatmak isterim)

Dünyada olası yaşanılabilecek bir borç krizi, bankaların iflası gibi bir hadise yaşanırsa domino etkisi ile gloval piyasalarda ülkelerin tamamını etkileyebilir.

Olası bir Dünya ekonomik krizine; Ülke yönetimi, Şirketlerimiz ve İş dünyası ile Hane halkı olarak hazır mıyız?

Yasal Uyarı
Burada yer alan yatırım bilgi, yorum ve tavsiyeleri yatırım danışmanlığı kapsamında değildir. Yatırım danışmanlığı hizmeti, aracı kurumlar, portföy yönetim şirketleri, mevduat kabul etmeyen bankalar ile müşteri arasında imzalanacak yatırım danışmanlığı sözleşmesi çerçevesinde sunulmaktadır.

Burada yer alan yorum ve tavsiyeler, yorum ve tavsiyede bulunanların kişisel görüşlerine dayanmaktadır. Bu görüşler, mali durumunuz ile risk ve getiri tercihlerinize uygun olmayabilir.

Bu nedenle, sadece burada yer alan bilgilere dayanılarak yatırım kararı verilmesi, beklentilerinize uygun sonuçlar doğurmayabilir.

 

BENZER HABERLER